Kefalet sözleşmeleri, bir borcun ödenmemesi durumunda alacaklının, borçlunun yanı sıra kefilden de alacağını talep edebilmesine olanak tanıyan önemli bir hukuki araçtır. Ancak, Türk hukuk sistemi, evli kişilerin kefalet sorumluluğunu üstlenmesini bazı şartlara bağlayarak, eşlerin ekonomik çıkarlarının gözetilmesini amaçlamaktadır. Bu bağlamda, kefalette eşin rızası kavramı büyük önem taşır.
Kefalette Eşin Rızasının Hukuki Dayanağı
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 194. maddesi, eşlerin hukuki işlemlerdeki temsil yetkisini düzenlerken, kefalet gibi bazı işlemlerde eşin rızasını zorunlu kılar. Bu düzenlemenin temel amacı, evlilik birliğinin ekonomik bütünlüğünü korumak ve eşlerden birinin diğerinin bilgisi ve rızası olmadan önemli mali yükümlülükler altına girmesini engellemektir. Kefalet sözleşmeleri, kefilin kişisel malvarlığı üzerinde doğrudan bir risk oluşturduğundan, bu tür sözleşmelerde eşin rızasının aranması, ailenin ekonomik güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem taşır.
Eşin rızası, açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmelidir. Örtülü rıza yeterli değildir. Rızanın yazılı olması şart olmamakla birlikte, ispat kolaylığı açısından yazılı rıza alınması önerilir. Eşin rızası, kefalet sözleşmesi imzalanmadan önce veya en geç sözleşme anında verilmelidir. Sonradan verilen rıza, kefalet sözleşmesini geçerli hale getirmez. Eşin rızası, herhangi bir şarta veya koşula bağlanmamalıdır. Şartlı rıza, hukuken geçersiz kabul edilir.
Ancak, Türk Medeni Kanunun 194. maddesi, kefalette eşin rızasının aranmadığı bazı istisnai durumları da düzenlemektedir:
Eşler arasında yasal ayrılık kararı verilmişse, eşin rızası aranmaz. Haklı bir sebep varsa, hakim kararıyla eşin rızası aranmayabilir. Haklı sebep, genellikle eşin diğer eşin menfaatlerini açıkça tehlikeye düşürmesi veya evlilik birliğine karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi durumları ifade eder. Eşlerden birinin ticari işletmesi veya serbest meslek faaliyetiyle ilgili olarak yaptığı kefalet sözleşmelerinde, diğer eşin rızası aranmaz. Ancak, bu istisnanın uygulanabilmesi için, kefaletin ticari işletme veya serbest meslek faaliyetiyle doğrudan ilgili olması ve işletmenin veya faaliyetin yürütülmesi için gerekli olması gerekir.
Eşin Rızasının Yokluğunun Sonuçları
Eşin rızasının gerekli olduğu durumlarda, rıza alınmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda, kefil olan eş, kefalet borcundan sorumlu tutulamaz. Ancak, geçersizlik iddiası, sadece eş tarafından ileri sürülebilir. Alacaklı, eşin rızasının olmadığını bilse dahi, bu durumu kendisi ileri süremez.
Geçersiz kefalet sözleşmesi, sadece kefil olan eş açısından sonuç doğurur. Asıl borçlu ile alacaklı arasındaki borç ilişkisi geçerliliğini korur. Dolayısıyla, asıl borçlu borcunu ödemekle yükümlüdür.
Kefalette Eşin Rızası ve İspat Yükü
Kefalet sözleşmesinde eşin rızasının varlığını ispat yükü, alacaklıya aittir. Alacaklı, kefalet sözleşmesi yaparken eşin rızasını aldığını ve bu rızanın geçerli olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Bu nedenle, alacaklıların kefalet sözleşmesi yapmadan önce eşin rızasını yazılı olarak alması ve bu rızayı saklaması önemlidir.
İstanbul gibi büyük ve ticari faaliyetlerin yoğun olduğu bir şehirde, kefalet sözleşmeleri sıkça karşılaşılan bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, İstanbul’da yaşayan evli kişilerin kefalet sözleşmeleri konusunda dikkatli olması ve eşin rızası şartına özellikle dikkat etmesi önemlidir. Aile şirketleri ve ticari işletmelerde eşlerin birbirinin kefalet sorumluluğunu üstlenmesi durumunda, TMK’nın 194. maddesindeki istisnaların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, kefalette eşin rızası, Türk hukuk sisteminin aile birliğini koruma ve eşlerin ekonomik çıkarlarını gözetme amacını taşıyan önemli bir düzenlemedir. Evli kişilerin kefalet sözleşmesi yapmadan önce eşin rızasını alması ve bu rızanın geçerli olduğundan emin olması, ileride yaşanabilecek hukuki sorunların önüne geçmek açısından önem taşır.
Yasal Uyarı: Bu yazı, sadece bilgilendirme amaçlıdır ve yasal tavsiye içermemektedir. Herhangi bir hukuki sorunla karşılaştığınızda, bir avukata danışmanız önemlidir.