Nafaka Artırım Davası

Boşanma sonrası verilen nafaka kararları, zamanla tarafların maddi durumlarında meydana gelen değişiklikler nedeniyle yetersiz hale gelebilir. Bu durumda nafaka alan taraf, mahkemeye başvurarak nafaka artırım davası açabilir. Bu dava, özellikle ekonomik koşulların değiştiği, enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde sıkça başvurulan bir yoldur.

Nafaka artırım davası, Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi uyarınca, nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için açılan bir dava türüdür. Amaç, nafaka miktarını güncel ekonomik koşullara ve tarafların mali durumlarına uygun hale getirmektir.

Nafaka artırım davası, yalnızca nafaka alacaklısı tarafından açılabilir. Yani nafaka ödemekle yükümlü olan tarafın bu davayı açma hakkı bulunmaz; ancak o da kendi lehine nafakanın azaltılması davası açabilir.

Nafaka Artırım Davası Nasıl Açılır?

Nafaka artırım davası, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’ne dilekçeyle başvurulmasıyla açılır. 

Dilekçede, mevcut nafakanın yetersiz kaldığı açıkça belirtilmeli ve artırım gerekçeleri ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır. En sık görülen gerekçeler şunlardır:

  • Enflasyon nedeniyle hayat pahalılığının artması,
  • Çocuğun eğitim, sağlık ve bakım giderlerinde artış olması,
  • Nafaka borçlusunun gelir düzeyinin yükselmesi,
  • Nafaka alacaklısının gelirinin azalması veya işsiz kalması.

Bu tür nedenler, nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için mahkeme tarafından dikkate alınır. Hakim, nafaka artışına karar verirken her iki tarafın ekonomik durumunu inceler. Tarafların maaş bordroları, SGK kayıtları, gider belgeleri ve yaşam standartları delil olarak değerlendirilir.

Mahkeme, eğer tarafların gelir durumları ve ekonomik koşullarında değişiklik olduğunu tespit ederse, nafaka miktarında orantılı bir artış kararı verir.

Mahkeme, talebin soyut gerekçelere değil, somut belgelere dayanmasını ister. Bu nedenle, nafaka artışı isteyen tarafın gelir azalmasını, gider artışını veya borç yükünü gösteren belgeler sunması gerekir. Örneğin:

  • Kira artış sözleşmesi,
  • Çocuğun okul masraflarını gösteren faturalar,
  • Güncel market, ulaşım ve sağlık giderleri belgeleri.

Bu belgeler, nafakanın neden yetersiz kaldığını açıkça ortaya koyar. Ayrıca, karşı tarafın gelir düzeyinin yükseldiğini ispatlayan belgeler (örneğin yeni iş yeri, yüksek maaş bordrosu, taşınmaz edinimi vb.) de önemlidir.

Bazı davalarda, mahkeme bir “artış oranı” belirler ve bu oran her yıl otomatik olarak nafakaya yansıtılır. Böylece taraflar her yıl yeniden dava açmak zorunda kalmaz. Bu durum, hem yargı yükünü azaltır hem de taraflar açısından pratiklik sağlar.

Nafaka Artırım Davasında Avukat Desteği

Her ne kadar nafaka artırım davası kişisel olarak açılabilse de, süreçte yapılacak usul hataları davanın reddine neden olabilir. Bu nedenle, tecrübeli bir aile hukuku avukatından destek almak, doğru belgelerle dava açmak açısından önem taşır.

Avukat, hem dilekçenin hazırlanması hem de gelir durumunun doğru ispatlanması konusunda yol gösterir. Ayrıca, mahkeme kararından sonra nafaka artışının icra takibine konu edilmesi gerekiyorsa, bu işlemleri de yürütür.

3600

Yorum yapın